İlçe Başkanı kim olacak?
Suna Göçengil hanımefendiyi ne içeriden ne de dışarıdan merak eden var! En son söylem, “il yönetimine gidecek”! Bunu, kim söylediyse; kendi bile inanamamıştır ya! Neyse…
Nedenini söyleyeyim!
İlin, 39 kişiye sorduğu soruyu, “yönetimime sorayım” diyerek, 39 ilçenin içinde cevaplayamayan birini il ne yapsın!
Yandaşları ve yoldaşları, çoktan vazgeçti, ben niye yazıyorum ki? Valla hatırınız için işte!
Elimde değil, geçtiğimiz 10 yıl içinde hissettiğini değil de söyleneni yapanlara hiç güvenim yok!
10 yıl, kayıtsız şartsız hizmette kusur eyleme!… Şimdi, kalk “birleştireceğiz” diye nutuk çek! Tutar mı?
Yani, 10 yılın faturasını ayrıştırdıklarınıza kesin!
Önce; neden, ayrıştırdığınızın hesabını verin! Sonra birleştirirsiniz…
Biriniz, kol kaldıracaksınız. Biriniz boyun eğeceksiniz! Biriniz bel bükeceksiniz…
İyi de be birader, sizin kerametiniz ne? Yok mu?
Yok tabi ki de!
Mümin Koçoğlu “Altın çağa giriyoruz “demiş!
Nasıl da kendi kendini ele veriyor bu arkadaş!
Hangi tarihçi (!) soktu senin aklına böyle şeyleri? Kim üfledi kulağına? “Böyle söyle” diyerek…
Sanırım, benim bir kripto çözücü olduğumu unutmuş kardeşimiz!
O dediği Altın Çağ, güce tapma ve gücün yanında olma beklentisinden öte değildir!
“Altın çağ” söylentisi bir kriptodur! Kime gönderme yapıyorsunuz?
Kim bu Altın Çağcılar?
Kendi başına uydurmadı ya bunu?
İspanyol Yahudileri ve Altın Çağ söylemleri buraya kadar mı sirayet etti?
Dünya biliyor bunu da o, kime göz kırpıyor?
“Bilerek yapmıştır” diyemeyeceğim ama! Aması var işte!…
Diyorum ya! 10 yıl boyunca iç içe olmanın etkileşimleri var! Söyledim, söylüyorum!
Kendisini anlatan çok güzel cümleler kurmuş!
“Bir iki kişinin ağzına bakarak geleceğimi belirlemem” demiş”! Doğru
demiş, 2014’te de öyle yapmıştı! Korkarım, yine birilerine karşı beni
haklı çıkaracak!
Yani, aslında diyor ki bana güvenmeyin her an ters köşe yaparım!…
“Nasıl bir ilçe başkanı olduğumu gördüklerinde bana oy vermeyenler üzülecek” demiş.
Allahtan CHP’de değilim ve ilçe başkanı olduğunda üzülmeyeceğim! Bu işin a) şıkkıydı, b) şıkkının da tercihler arasında olduğunu unutmasın… olmadığına da sevinenler çıkacaktır!
Özcan Işıklar’ da son sözünü söylemedi daha! Son liste açığa çıkmadan, Sayın Işıklar, son sözü söylemeden, bu yarış başlamaz bu siyasette!
Peki, Abdullah Yıldırım kurtarıcı olur mu?
“Bu kurtarıcı olur mu”? Sorusundan CHP’nin İsa Mesihi olarak mı algılayalım?
Bunun algısı mı veriliyor?
Şimdi sorsanız, “hatalarınızdan ders çıkarınız mı”? Diye.
Büyük bir ihtimalle “ben hata yapmadım” diyecektir!
Son hatasının üzerinden henüz sene geçmedi!
Adını da koydu! “Partim için” dedi…
İçeride kalmayı başarabilen tek asi (!)
Kiminle kurtarır?
Kiminle kurtarır, nasıl kurtarır bilemem ama kimlerden kurtarması gerektiğinin üzerine gitmesi ve başlı başına konu etmesini bekliyoruz…
İşi zor!
Belediye meclisindekilerin hiçbiri kendinden değil! Birçoğu da partisinden değil!
Kısacası, güncel olarak Altın Çağ Mümin’in karşısında Tunç Devrinden kalma yöntemlerle savaşını verebilecek mi?
“CHP’de yıldız savaşları başlıyor” diyeceğim ama yıldızlarımız da ateş böceği gibi birader! Yanıp yanıp dönüyorlar…
(Benim bildiğim yıldızlar, ateş böceği sanılmaktan korkmazlar aslında)
Bu arada iki hatalı çıkışa değinmek istiyorum!
MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın ve Abdullah Yıldırım’a değinmek isterim!
Sayın Zafer Yalçın, Abdullah Bey’in CHP’li diye bahsettiği belediye emekçileri değil! Sanırım burada bir yanlış anlaşılma olmuştur!… Kaldı ki seçilmiş meclis üyeleriyle beraber Silivri’yi yönetiyorsunuz ama başarı ve başarısızlıklar size yazılır!
Sayın Yıldırım, İlçe başkanı olursa, kendisi ile çalışmayacak birileri mi var ki böyle konuşmuş? Kaldı ki o konuşma da kendisini bağlar! Abdullah Yıldırım, çalışanlar üzerinden yürümez. Abdullah Yıldırım’ın bu hataya düşeceğini sanmıyorum!
Sayın Abdullah Yıldırım, İlçe Başkanlığını kazanırsanız ne yazık ki siz de belediyedeki o seçilmiş CHP’lilerle çalışacaksınız!…
Yani iki yanlış bir doğruyu götürmesin!
Yani, kısacası birileri kendi yanlışlarından dönsün!
“Partim için” safsatalarını da kimse yemiyor artık!
Çıkın, deyin ki “ ben bir yanlış yaptım! Evet, ama gözlemlediğim ve de izlediğimiz kadarıyla CHP’nin İlçe Yönetimi de çok yanlış yaptı! Gelin bu yanlışları düzeltmek için yola çıkalım”!… Demesi gerekmiyor mu?
Diyebilecek birileri var mı?
Yok!…
Ya ne diyorlar? Birleştireceğiz, kaynaştıracağız!
Önce ayrışmanın nedenini açık yüreklilikle bir ortaya koysun herkes!
Yani, bütün olay kendi aralarında geçmiş gibi bir algı yaratılıyor.
Birileri de burada masumlaştırılıyor!…
Silivri’ye ve Silivrililere hiç mi haksızlık olmadı! Yüzlercesini sayar dökerim! Hepiniz oradaydınız ve bir çoğunuz da alkışlayanlar olarak oradaydınız!
Önce işin gerçeklerini ortaya bir koyun, sonra bakarız nasıl kaynaştıracağınıza!
Yoksa, yeterince oportünist var bu ülkede!
Son sözüm, topyekûn CHP’lilere; “şu önde gidiyor, bu önde gidiyor” algılarını yapmayın!
Kimin, kimden önde gittiğinin önemi yok! Partiyi kim öne çıkarır, nasıl öne çıkarır, kiminle öne çıkarırsınız?…
Ve şunu asla unutmayın! Affetmek kolay da tekrar güvenebilir miyiz? Bizim için de zor olan bu!…