Belki çok zaman sonra karşılaşırız
Kim bilir belki yeniden başlarız
Yok yok şimdi olamaz zamanı değil
Ağlarız ağlatırız boş yere
Kıymetini bilmeyiz aşkın
Yetim bırakırız
Yaşanacak ne varsa
Yaşa gel bana
Düşünsene bembeyaz tertemiz bir
Sayfa
Üstünde göz yaşından eser yok
Kalpler her acıyı aşmışta gelmiş
Beklerim o zamanı inan bana
Tanıyamam diye korkma sakın
Aşk üstünde asil bir elbise gibi
Zaman bir tek onu değiştiremez
Ben tanırım seni
^^^^^^^^******^^^^^^^^
Satılmış ruhlar
Soyunduk üstümüzden ruhumuzu
Hiç ederi yokmuş gibi
Eski bir elbise gibi fırlatıp artık
İnsanlık kıymetten düştü
Ruha ne gerek
Bir yeni senaryo yazılmış artık
Figüranlık devri kapandı
Herkes kendi filminin başrolünde
Gelsin yıldızlı cafcaflı hayatlar
Şeytan rolü biçilmiş kaftan
Kul ile kalmadı işimiz
Benimle anlaşmaya baş melek gelsin
Çıplak bedenler et pazarı
Ruh ile işimiz kalmadı artık
Aklın yolu kayıp
Bunca yol elekle su taşıdık
Oyduk güzel bakan gözleri
Geride paçavralar bıraktık
Kırdık buz mavi kalemleri
Her yeri katrana buladık
Aşk ile kandırıp şeytanla anlaştık
Sevişmelik bedenler lazımdı
Gerçek sevmeleri yabana attık
Dolunayda şekil değiştiren canavar gibi
Göğsümüze sığınanın kanını emdik
İllegal sevmelerin uşağı olduk
Yaşayan ölülerle doldu ortalık
Tek gecelik aşklar favori
Yalanlar ayak üstü atıştırmalık
Sıradan sayıldı o eşsiz duygu
Aşk mabedi bombalandı
Kendini kandırdı insan oğlu
Denize düşen yılana sarıldı
Fiyatlar biçildi onura gurura
Ruha ne gerek
^^^^^^^^^******^^^^^^^^
İçimdeki çocuk
Oyuncakları elinden erken alınmış
Büyümek istemiş mi hiç sorulmamış
Büyüdün artık demişler
“Büyüdün” dediklerinde büyürmüş insan
Küçücükten öğrenmiş tamir etmeyi
Çirkin görünen her şeyin üstünü örtmeyi
Çiçekli kumaştan yamalar yapmayı
O yüzden atamaz hiçbir şeyi
İnsanların eksiğine gediğine
Çiçekli yamalar yapmaya başlamış
Tamirci ruh yerleşmiş içine
Elbisesi hep yamalı olmuş
Ayakkabılar tamirli
Öyle hemen atınca gelir mi yenisi
Bazen elin eskisi onun yenisi
Eli iş tutmaya başladığında
Gelmiş gelinlik çağına
Bir görsen sanki doğuştan ana
Minderler dikmiş portakal sandıklarına
Çocukluğunu unutmamış
Koymuş çeyiz sandığına
Çocuklarıyla oynamış çaktırmadan
Çocukluğunu tatmadığı parklarda
“Büyüdün” demişler büyümüş işte
Koskoca kadın sanırsın gördüğünde
Bilmiyorlar aklı hala
Leblebi tozunda horoz şekerinde
&&&&&&&&&^^^^^^^&&&&&&&&&
Bekliyorum
Bekle dediğin yerde
Bekliyorum
Hiç kıpırdamadan sessiz
Sanki üstümden bir asır geçmiş
Kök salmış çınara döndüm
Toprak anadan beslendim
Suyumu bulutlar taşıdı
Kuşlar iyi ki kuşlar vardı
Ben onlara yuva oldum
Onlar bana yoldaş
Büyüttük beraber yavru kuşları
İlk kanat çırpışlarına şahit olduk
Dalımla yaprağımla bekliyoruz seni
Göçmen kuşlar uğradı her baharda
Bir tek onlar haber getirdi senden
Ben mektuplar iliştirdim kanatlarına
Uzadıkça uzadım göğe erdi boyum
Yolunu bekliyorum
Hikayeler uydurmuşlar benim için
Bekleyen ağaç koymuşlar adımı
Sen gelince tanı diye
Hiç yapraığımı dökmediğimden
Bekle dediğin yerde bekliyorum
Bazen kurak geçiyor yazlar
Suyum çekiliyor damarlarımdan
Direniyorum
Umudumu yapraklarıma taşıyorum
Rüzgârda saçları savrulan genç kız edasıyla
Bekle dediğin yerde bekliyorum