Bilindiği üzere avukatlık yasası ve baroların yapısına dair yasa değişikliği TBMM’de kabul edildi. Hayırlısı olsun diyeceğim ama sonuçlarının pek de hayırlı olmayacağını kestirmek çok da zor değil!..
Başlığımızın neden “ Batan Geminin Baroları Bunlar “ diye atıldığını merak edenler olacaktır içinizde. Aslında problemin ne olduğunu başlığın içerisindeki anlama yükledik.
Yani ; “ Çoklu Baro “ “Bölünmüş Baro “ “siyasi görüşleri ile birbirine düşürülmüş barolar ve avukatlar“ adalet ve hukuk kaygısından çok çıkar ve umut tacirliğine soyunmuş Ticari Barolar!..”
Peki bu saydıklarım arasında hak ve adalet arayan vatandaşlara dair bir söylem görebildiniz mi? Göremezsiniz, çünkü sizi düşünen yok! Vatandaşın aradığı hak ve adalet kimsenin umurunda değil!.. Çünkü hak ve adalet yolunda yol arkadaşınız, rehberiniz olan “AVUKATINIZ” siyasetin güç savaşlarına kurban edildi!..
Türkiye genelinde, farklı görüşlerde bile olsa 80 Baronun karşı çıktığı, direnç gösterdiği, uğrunda Baro Başkanlarının Ankara’ya yürüdüğü, polislerin gaz sıkmasına, engellemesine, barikatlarına, güç kullanmasına maruz kaldığı, ancak vatandaşın ne olduğunu bir türlü anlayamadığı ve ilgi göstermediği bu kanun değişikliği ile neler olacak biraz irdeleyelim mi?..
Bilmeyenler açısından önce baro nedir? Neresidir? Açıklamak gerekir konuyu daha iyi anlatabilmek için.
Baro, sizin avukatınızın bağlı bulunduğu her ilde bir tane olan meslek örgütüdür. Avukatınızla ilgili tüm konularınızın muhatabı bağlı bulunduğu barodur. Bir baro içerisinde her görüşten avukat vardır. Barolar için önemli olan avukatınızın görüşü değil mesleğini, meslek kuralları içerisinde yerine getirmesidir. Yani avukatınızın disiplin soruşturmasını yapan adres barodur.
Şimdi, kanun değişikliğine bir göz atalım ; baroların yapısını düzenleyen kanun değişikliği ile avukat sayısı 5.000’in üzerinde olan barolar da ( ki bu barolar sadece İstanbul, İzmir, Ankara Barolarıdır.) 2.000 avukat ile bir baro kurulabilecektir. Örneğin İstanbul’da yaklaşık 50.000 avukat olduğunu düşünürsek 25 tane baro kurulabilecektir.
Gelelim bu tablo içerisinde hak ve adalet arayan vatandaşı ilgilendiren kısma yargı sistemimiz, bizim üçlü sacayağı dediğimiz hâkim, savcı ve avukattan oluşur. Hâkim ve savcı devlet memurudur. Devlet adına hareket ederler. Vatandaşı temsil eden savunma kısmıdır. Yani avukatlardır.
Bölünerek ayrılan ve siyasi bir görüşü temsil eden bir baro’nun ne kadar vatandaşı temsil edeceğini, “hak ve adalet” arama yolunda ne kadar vatandaşın yanında olacağını düşünmeyi sizlere bırakıyorum.
Ya da başka bir örnek verelim; avukatınızın disiplin soruşturmasını gerektiren bir görev ihmali var diyelim. Ancak avukatınız o görev ihmalini disiplin suçu olarak kabul etmeyen bir baroya geçti ise ne yapacaksınız ?
Vatandaş olarak adalet önünde, bağımsız avukatlar tarafından temsil edilme hakkınızın elinizden alındığının farkında mısınız ?
Bu yasa değişikliğine karşı ayaklanan avukatların kendileri için değil, sizler için, adalet için, bağımsız savunma hakkınız için ayaklandığının halen farkında olmayacak mısınız.?
İşte burada “ Batan Geminin Baroları Bunlar “ başlığı anlam kazanıyor. Bölünüp, parçalanarak yeni kurulacak olan barolar da avukatlarınıza menfaat ve cübbe düğmeleri vaat edilecek. Bundan sonrasında tercih sizin!.. 12.07.2020
Av. NİLGÜN KARATAŞ