Dün gece Anadolu yakasında yer yerinden oynadı. Bağrışmalar, savsöz (slogan) atmalar dakikalarca sürdü.
İlk anda ne olduğunu pek anlayamadım.
Saat 22.10’u gösteriyordu. Ekranda maçlardaki son durumlar yazılıyordu ama izlemekten korkuyordum, Kartal’ın kanatlarının kırılacağından korkuyordum!..
Daha karşılaşma bitmemişti ama bizimkiler fark atıp şampiyonluğu kazandılar, sokağa döküldüler herhalde, diye düşündüm(!) İşime böyle geliyordu çünkü (!) Cesaretimi toplayıp ekrana yan gözle baktığımda acı gerçekle yüz yüze geldim; BJK 1 –Karagürük 2 !.. Olsun dedim, averajımız daha iyi diye teselli oldum (!)
Konvoy yaklaşınca İsrail’in kınandığını anladım. Tekbir sesleri de yükseliyordu gökyüzüne …
60 yıllık anılarım canlandı belleğimde. Meslek yaşamımızda biz de çok eyleme katıldık. TÖS’lü olmanın, TÖB-DER’li olmanın raconu buydu. Hatta daha öncesi de var; 1962 yılı olsa gerek Hatay’la ilgili bir eylem yapmıştık. Öğrenciyken … Biz de Bursa caddelerini inletmiştik.
Kış kışlığını yapar ya her zaman Sam Amca da Hatay konusunda ortalığı karıştırmak istemişti. Biz de alanlara çıkıp ‘’Hatay bizim canımız, feda olsun kanımız’’, ‘’ Hoşt Amerika, puşt Amerika ‘’ , ‘’ Amerikalı it, evine git’’ diye ortalığı ayağa kaldırmıştık.
Gazze bizim canımız, feda olsun kanımız diyenler mi istersin, sırtına kefen geçirenler mi?..
Fatih Erbakan adlı bir genel başkan da barış gücü kurulmalı, askerimiz oraya gitmeli diyor!
Yılmaz Özdil’in dediği gibi ‘’Tutan mı var seni?’’ Sende öyle bir yürek olsaydı, 33 yaşında, 30 bin TL ödeyerek bedelli olmazdın!
Bak kardeş!
Öyle lüks arabana kurulup camdan dışarı savsöz atmakla olmuyor bu işler Lafla peynir gemisi yürümüyor! Ürkütülen kurbağaya değiyor mu bilem ama internete takılıp sümdük sümdük evde yan gelip yatmandan daha makbul bu tutumun. Ne de olsa bir enerji harcıyor, yakıt tüketiyorsun.
Bak kardeş!
Soner Yalçın bir yazısında ne diyor ‘’ Filistin halkının gerçek yoldaşları hep devrimciler oldu!’’
Devrimci; dil, din ayrımı gözetmeksizin haksızlıklara başkaldıran kişidir.
Al sana bir örnek:
Filistin’e gidip yayılmacı ABD’yle, işgalci İsrail alçağına karşı savaşım vermek için El Feth’e katılıp gerilla eğitimi alan Sabetay Varol kimdi biliyor musunuz. Bir Türk Yahudi !..
Bak kardeş!
Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin, Yusuf Küpeli, Ömer Erim Süerkan, Fadıl Hasan, Kuydul Turan, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan…. Sabetay’’ın yolundan gitmişlerdi. İslamcılara göre onlar ne idi biliyor musun? Terörist!..
1971 yılında da sıkıyönetimin ilanı ile siyasi ve askeri eğitim almak üzere Filistin’e giden 11 kişilik başka bir terörist (!) gruptan 8’ini MOSSAD alçaklarınca şehit edildiğini sana anlatan olmuş muydu?
O gençlerden ikisi kaçmayı başarmış, Faik Bulut esir düşünce 7 yıl 2 ay zindanlarda işkence görmüştü.
O sekiz devrimciden biri olan Bora Gözen’in annesi Fahriye Gözen, oğlunun ölümünü 10 yıl sonra öğrenebilmişti.
Cumhuriyet kadını annenin, tek oğlu Bora için yazdığı şiirlerden biri şöyle:
İnanamadım gelmezliğine, uzun sürdü,
Günün, güneşin dayanılmaz olduğu yerde,
Bir ben, bir sendik…Yağmura, rüzgâra, mevsimlere karşı gezerdik
İnsan sevgisi süzülürdü duru gözlerinden,
Camgöbeği renkli denizlere
Uğruna her şeyini verdiğin,
Doğduğun, büyüdüğün toprakları terk ettiğin İnsan sevgisi.
Ya kardeş, Filistinlilere sahip çıkmak böyle olur işte!
Bak kardeş!
Yazımın başındaki El Fetih kimlik kartının kime ait olduğunu fotoğrafından tanımışsındır. Ailesine; Kuşadası’ndaki çadır kampına gidiyorum diyerek evinden ayrılan ve FDHKO’ya katılan Deniz Gezmiş’e ait! Teröriste !..
O terörist yurda dönüp verilecek görevi bekledi, bekledi, görev emri geldiğinde diğer iki Fidan’la darağacındaydı!
Bak kardeş!
Son saldırılarda on’larca Filistinli yaşamını yitirdi. Az da olsa İsraillilerden de günahsız insanlar öldü. Benim gibi sen de üzülüyorsun, biliyorum.
Dün Mescid-i Aksa yanarken İsrailli göstericilerin yaptığı taşkınlıklara benim gibi sen de benim gibi kızdın, biliyorum,
Benzeri bir olayın yaşandığı 1993 yılında, 33 canımız yaşamını yitirdiği Madımak yangınında, sevinçten böğüren İsraillilere (!) benim gibi sen de lanet okumuştun, biliyorum.
Bak kardeş!
Bu iş savsözle olmuyor ama olaylardan ötürü timsah gözyaşı döken, deli Tramp zamanında Kudüs’te büyükelçilik açan emperyalist ABD’ye ve kopili İsrail‘e karşı güç birliği yapmamız gerekiyor. Arap kardeşlerimizle !..
Var mısın “Amerikalı it, evine git”, “Hoşt Amerika, puşt Amerika “demeye !..
Bak, savaş edebiyatı yapan Fatih, spor ayakkabılarını giyer (postalı yok, askerlik yapmadığı için!) önümüze geçer, sorunu kökünden çözüverir!..