Adam, kendi egosunu tatmin edecek ya! Aklınca da Belediye Başkanına giydirecek…
“Karşılaştık, selam vermedi, dönüp bakmadı bile”!
İyi ya, sen selam verseydin, dönüp bir baksaydın, seslenseydin “başkanım uğurlar olsun” Yok, onun egosu başkanın egosundan daha kuvvetli. Kaç yıl gizledi içinde; a ha da günü geldi. Şimdi, hesap zamanı! Bir oyu var, eminim ki evde bile dinlemezler kendisini ama olsun. Falanca yıl, falanca gün, falanca saatte, filanca yerden geçerken Belediye Başkanı selam vermedi!..
“Güç zehirlenmesi olmuş, bakmıyor yüzümüze”!
Geçmiş olsun, umarım çabuk atlatır, iş güç arasında göremez tabi!..
Köylü üretici kadın, başkanın arkasından haykırıyor; “5 senede 22 defa geldin köyümüze. (Neredeyse üç ayda bir gitmiş) Oturdun, bizle yemek yedin, hatırımızı halimizi sordun. Tek tek dinledin bizi, hiç geri çevirmedin” !..
Uzak bir orman köyü, kuzey insanını severim. Sert olurlar, gerçekçi olurlar!
Özgün Deniz Gündüz ile ilk gazetemizi çıkardığımızda kendisine; “Yüzünü, kuzeye çevir, orman köylerinden başlayacağız dağıtıma ve ilk haberi oradan yapacağız demiştim” …
Hangi köyümüzdü, biliyor musunuz?.. Bekirli!..
Bir ay sonra bir daha yolumuz düştüğümüz de bir ay önce kahvehanedeki masaların üzerine bıraktığımız gazetelerimizle karşılaşmak, bizi mutlu etmişti. Hâlâ orada duruyorlardı. Ne yakmışlardı ne de atmışlardı. Sevinçle sormuştum! “Aa, ne güzel; gazetelerimizi atmamışsınız.!”
“Onlar, bizim kulağımızın küpesi oldular, hiç atar mıyız!” demişti. “Bilmediğimiz ne çok şey varmış” dediğinde ihtiyar dayımız, geri dönüş yolunda bizi ağlatmıştı…
Güç zehirlenmesi akut hale gelmiş, iyileşmiyor?..
Peki, sen ne istiyorsun?..
Diyecekleri varmış!..
Yerel seçimlerin, halk üzerinde bir etkisi vardır.
Belediye Başkanı önce benim işimi görsün ama benden sonrasına eşit davransın! Yani, ben biraz ayrıcalıklı olayım. Neden?.. Oy verdim!..
Diğerleri…?..
Yani, seninkisi ego olmuyor da başkanınkisi müzmin ego!..
Şöyle yapalım mı?
Makamlar; biraz otokrasiyi tetikleyerek, egoyu da tırmandırmış olur.
Ronaldo’nun egosu yok mu? Var ama seviyorsunuz! Messi’nin de öyle… Cumhurbaşkanımızın egosu yok mu? Üff!.. Bakın, ben tarihten bir örnek vereyim: Bülent Ecevit, Kıbrıs sonrası buğdaya %150 zam yapmıştı! Her römorkun arkasında güvercin uçuran Ecevit resimleri ile donatmıştı köylüler. Yani, senin anlayacağın köylünün gazına geldi Ecevit; tuttu, o günler de DİSK’i CHP’ye bağlamak isteyenlere şu sözleri söyledi. “Benim, kimseye töhmet borcum yoktur!” Dedi. E, arkadaş bu ego değil miydi? Bunca egoya rağmen Karaoğlan’ı sevmeyen var mıydı?.. (Gofret reklamı gibi oldu)
Belediye Başkanlarımızdan örnek verelim, Selami Başkanın egosu yok muydu sizce? Olmaz mı bak, hala sahalarda! Dinamizmin doruğunu yaşıyor. Peki bu ne? Ego değil mi?..
Volkan Başkan’dan önce devlet imkanlarını Silivri’nin hizmetine sunan Hüseyin Turan’da Ego yok muydu?.. Olmaz mı?.. Onun egosu, memleket meselesi haline dönüşmüştü. Özcan Işıklar başkanın, egosu da balkanlara taşmıştı! Gören, bilen, konuşan var mıydı kendisiyle?.. Telefonu kulağına yapışık geziyordu. Maazallah, biri durdurur da hâl, hatır sorar diye ödü kopuyordu!
Volkan Başkanın egosu varmış!
Vay egoist vay! O gücün de zehri pek etkiliymiş sanırım, baksana adam hiç eğilmemiş! İşini gücünü yapmış!
Seymen Mahallemizden üretici kadınımız sesleniyor. “Sağlık ocağımız, yolumuz, okulumuz, şıkır şıkır oldu, sağ olasın başkanım” diyor!
100 yıllık yol değil, (3 ay bile gitmedi ya) 100 yıllık bir gelecek inşa etti. Hayal bile edemezler. 40 kapalı alan projesiyle gönülleri fethetti…
Egosu varmış! Ne menem bir şeymiş bu ego?.. Hani, en azından içi dolu bir ego var. Ya hiçbir şey yapılmadan yediğimiz algıların egosu ne olacak? Silivri’nin zamanından çalınan 10 yıl ne olacak…
Bak ben de ne yaptım?.. Gittim, Volkan Başkanın egosunun tavan yaptığı 12 tane resmini topladım, getirdim paylaştım! Sırf sen ego göresin diye… Bu kıyağımı da unutma yani!..
Ne oldu bana, ben de zehirlendim mi ne?..