Kanun Namına!

Beyaz perde de siyah beyaz filmlerimizin değişmeyen repliğidir.

“Kanun Namına Durun!”

Yüzlerce filmde, yüzlerce kovalamaca yaşanır! Jandarmanın, polisin, gece bekçisinin hatta kır bekçisinin ve de hatta ve hatta güvenlik görevlisinin bile ağızlarına pelesenk olmuş bir replik duyarız!

Kanun namına durun! Peki, duralım bakalım…

Adam sevdiği kızı kaçırıyor, jandarma peşinden sesleniyor; “Kanun namına durun! Neden?..

Hani, cinayet olur, hırsızlık olur, soygun olur da anlarız ama namlı kanunumuzun neresine dokundu ki Sevenlerin durmasını ya da durmalarını isteriz, illaki kanun namına durmalarını isteriz, insanlık namına dursalar geçersiz mi olacak!

Kız kaçırma olayın da bile suç kanun namına isnat ediliyor aşıklara!  O kısacık replikle büyüdük biz ve ömrümüzün her anında arar olduk… 58 model şavroleden dışarı fırlayan Hulusi Kentmen’i veya Süleyman Turan’ı arar olduk şimdilerde… Birkaç kuşağın beynini hep böyle “kanun namına” diyerek yıkadılar.

Bu ülke soyulurken; Allah için, kanunun namına çok dikkat ettiler. Alel getirmediler. Namına dokunmadan soydular, soğana çevirdiler. “Kanun namına durun” diyerek 58 model şavrolesinden fırlayan babacan polislerimiz de yok artık!..

Uçara, kaçara sesleniriz, önce kanunun namı anımsatılarak “durun” diyerek. Büyük fotoğrafa bakınca, kimsenin durmadığını durmayacağını anlıyoruz. Yani bu ülkede, anlıyoruz ki bazı şeylerin işlevi değil, namı çok önemlidir…

Bizim meslekte de bu böyledir!

Kanun namına yazılar yazılır. Kanun namına tehditler savrulur, memleketin elden gittiğine şiddetle vurgu yapılır, Kanunun kendisi değil de namını ön planda tutan gazetecilerle doludur bu ülke!

Öter kalemler, davlumbazlar vurulur ve “Kanun Namına” peşine düşülür yolsuzlukların(!)

Mert dayanır, namert kaçar, meydan gümbür gümbürlenir…Şahlar, şahı divan açar/Divan gümbürlenir…

Bir bakmışsın ki yollarda bulurlar kendilerini…

Kanunun namı bir yerlere kaldırılmıştır artık. Hükmünde karar alınır, mert dayanamaz teslim olur, meydan namerde kalır…

Bilin ki kim size, “kanun namına” diyorsa mutlaka yalan söylüyordur. 1980’den beri kanun hükmünde deyip, kanunun üstünde kararlar alınmıştır. Bizim meslekte de durum memleketim gibidir. Kanun namına yazılar yazılıp, hükmüyle flört edilir.

Ben 45 yıldır kanun namına hiç yazı yazmadım!

Çünkü, okuyucudaki etkisi “Kelebek Etkisidir” ve kelebeğin rüyası kısa sürer… Çünkü Kelebekler de sürü psikolojisinden etkilenir…

20 08.2022 Lütfü Ertürk

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..