Ana SayfaLütfü ErtürkDemokratik Cumhuriyet

Demokratik Cumhuriyet

Ne zaman bir “Demokratik Cumhuriyet” sözcüğünü duysam içim ürperir, hep saklanmak isterim!.. Endişe duyar, korkulara bürünürüm.Nerede bir “Demokratik Cumhuriyet” sözü görsem, gözümün önünden cinayetler, sürgünler, toplu katliamlar ve mahvedilmiş hayatlar geçer!

Ne olur bana; “Demokratik Cumhuriyet” demeyin!  Bütün faşist diktatörler, katiller, sömürgeci devletler ve kan revan içinde kaçışan insanlar geçer gözlerimden.

Gözlerimi kapasam da nafile!

Karanlıkta daha iyi geliyorlar üstüme! Kara Afrika’nın kara büyüsüne kızarım o an! Neden o sihir işlemez bu lanetlilere…

Her Afrika ülkesi, adının önüne arkasına bir “demokratik” sözcüğü takıştırdıklarında Cumhuriyeti temsilen bir sürü iktidar yanlısı “cumhur” bir anda ortaya çıkar ve hazır kıta bekliyor olurlar. Oysa önemli olan demokrasinin götürülmesiydi(!).. Onun içinde gelişmiş ülkeler gönüllü olarak çıkarlar ortaya…

Örneğin: Demokratik Ruanda Cumhuriyetinde olan olayları anımsayalım!

Tutsi’ler, iktidara yakın olan Hutu’lara saldırdı! Sebep, sadece öç almak istemeleriydi! Devlet başkanının uçağı düşürüldü. (Devlet başkanları Hutulardandı) ve ülkede büyük katliamlar gerçekleşti! Aslında bu katliamların tek bir nedeni vardı! Ruanda’nın altın madenleri! Ama bu iç savaş başka sebeplere bağlanmalıydı!.. Bağladılar da!

Tarikatlara ve fiziki yaşam koşullarına bağladılar!

Hutu’lara göre, Tutsi’ler; Etiyopya kökenli olduğuna inanılan Nuh’un soyuna dayandırılıyordu. Bu tutsi’lere ayrıcalık kazandırıyor, daha elverişli şartlarda yaşadıklarına inanıyorlardı! Her iki taraftan da 800 bin can hayatını kaybetmişti.

Ve emperyalistlerin, her zaman ortaya sürdükleri teokrasiyle, demokrasinin savaşıydı bunlar!..

Drama, ezildiklerine inandırılmış radikal kesimin isyanı ile başlar,  yüzbinlerce ölümün ardından hastalıklar, salgınlar, soygunlar ülkede bir kargaşa yerini alır.  Demokrasi getirmek için ülkeye Emperyalist ülkelerin önce askerleri gelir. Demokrasiye kavuştuğuna inandırılan insanlar için ekmek lazımdır, yemek lazımdır. Sonra koca koca şirketler, Ruanda’nın altın madenlerine sahip çıktılar. Bu altın madenlerinde Tutsi’ler ve Hutu’lar seslerini çıkaramadan, birlik ve beraberlik içinde çalıştılar. Artık, madenlerde kucak kucağa can veriyorlardı! Öyle ya! Ülkeye demokrasi gelmişti…

Çok geçmeden, göç başladı!

Nereye dersiniz?

Bir başka Demokratik Cumhuriyete!.. Demokratik Kongo Cumhuriyetine…

Ne oldu dersiniz?

Her Afrika ülkesi gibi koloni olmaktan kendisini kurtaramamış olan Zaire (Kongo) bu göçü de durduramadı!..

Göçle gidenlerin kaderleri bu ülkede de değişmedi! Zaire (Kongo) altın, elmas ve bakır madenlerinde değişmeyecekti… (1971 yılında Zaire adını ülke 1997 yılında tekrar Kongo adını alarak Demokratik Kongo Cumhuriyeti olarak anılmaya başlandı…)

İktidar kavgalarının en çok verildiği ve batılı şirketlerin ülke yönetiminde ağılıklarını en çok hissettirdikleri bir ülkedir. “Zaire” adını aldığı yıllarda sosyalist bir yönetim için çok mücadele vermiştir. Ernesto Che Guavere’nin 1965 yılında Zaire’ye geçerek bizzat yönettiği çarpışmaların içinde oldu. Lakin buradaki görüşlerin mücadelesi, emeğin ve bağımsızlığın üzerine verilmediğini anladığın da Zaire’yi terk etmiştir. Onu bu karara zorlayan sebeplerin başında “ omuz omuza çarpıştığı bir komutanın vurduğu karşı devrimci komutanın kalbini çıkarması ve yemesi olmuştur. *Sorduğun da aldığı cevap çok şaşırtıcıdır! “Tanrı, ondaki cesareti bana geçirsin” diye yaptım, cümleleri bu savaşı vermekten vazgeçmesine neden olmuştur. İleriki yıllarda Zaire bir iç savaş yaşayacaktır. Kimin savaşıdır bu? Bu ülkeye sığınmacı olarak giren Tutsi’lerin; Zaire’nin; Hutu’ların ülkelerini koruduklarına inandıkları tarihsel bir olayı bahane ederek ülkede kargaşa yaratmalarıyla iç savaşa dönüşmüştür.

Yani Teokrasinin, Demokrasiyle savaşı;  başka sınırlar içinde kendi vatanlarından gönderilmiş insanlar arasında yeniden başlatılıyordu!

Oysa Zaire’nin (Kongo) Ruanda’ya göre altın madenlerinin dışında elmas madenleri ve bakır madenleri vardır. 43 Batılı holding tarafından yönetilmektedirler!.. Bu 43 ve üzeri sayıdaki holding Ülkedeki demokrasinin teminatı olma konusunda büyük gayretleri vardır(!)

Adına demokratik sözcüğü ekleyen ülkelere bir bakın; yönetimleri, hep teokrasiye teslim olmuştur ve birileri, bu teokrasi yönetimini yıkıp, yerine demokrasi getirmek için yola çıkarlar…

Geliş o geliş bir daha gönderemezsin!..

İşte bu yüzden içim ürperir nefesim daralır, korkarım!

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..