Ya Nedir?
1944 yılında Sabahattin Ali tarafından mahkemeye verilen Nihal Atsız ve arkadaşlarının hapse girmesine neden olan Türkçülük davasıdır. İlk defa 3 Mayıs 1945 tophanede bulunan askeri cezaevinde 3 Mayıs 1944 Ankara nümayişini anmaları ile başlamıştır.
1944 ve 1945, 2. Dünya savaşının sonlarıdır ve CHP tek başına iktidardadır!.. Ülkenin başında “Tek adam” İsmet İnönü vardır. Başbakan ise Şükrü Saraçoğlu’dur.
Aslında, 3 Mayıs Türkçülük günü olarak kutlanan gün, bir nevi cumhuriyet döneminin ilk sivil direnişidir! CHP’nin içinde ilk demokrasi sorgulamalarının da başlangıcı olmuş, 1946 çok partili bir seçim sürecinin de habercisi olmuştur.
Olan Sabahattin Ali’ye olmuştur!
CHP’nin, açık seçik Amerikan emperyalizmine çıkardığı daveti eleştirmiş ve Aziz Nesin ile çıkardıkları Markopaşa Dergisindeki yazısıyla (“Milletin oluk gibi kan akıtarak kazandığı bu istiklâli, siyasî oyunlara alet edip, elden kaçırmayalım”). Diyerek şimşekleri üstüne çekmiş ve 2 Nisan 1948’de feci şekilde öldürülmüştür. (Kahya Yahya’lar bitmez bu ülkede) Ölüm haberine bile sansür uyguladılar!
12 Ocak 1949 ancak “hain yurtdışına kaçarken vuruldu” şeklinde duyuruldu!
“Sabahattin Ali nasıl öldürüldü?” sorusundan ziyade, neden öldürüldüğü hala gizemini korurken, 2012 yılının başlarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet dönemiyle ilgili pek çok hatalar oldu, yanlışlar oldu. Nazım Hikmet’i kim hapse attı? CHP. Sabahattin Ali’yi kim öldürttü? CHP.” sözleriyle Sabahattin Ali’yi CHP’nin öldürdüğünü itiraf etmişti.
“İstanbul Emniyeti Birinci Şube Müdürü Parmaksız Hamdi, Cimcöz’e, “Cinayeti işleyen polis değil, MİT’tir. İnfaz emrini veren de gazeteci, yazar, CHP’de üst düzeylerde bir kişidir. Zaten bu emri veren politikacı da daha sonra feci şekilde öldürüldü.” sözleriyle Sabahattin Ali’nin CHP tarafından öldürüldüğünü açıklamıştı…
Şimdi, Dünya Trakya Günü’nden nerelere geldik değil mi? İnsanın gönül yarası kanamaya görsün diyelim, geçelim!…
Bakalım, Trakya’mıza neden özgürlüğün anavatanı demişiz! Yoksa, suyundan içen iflah olmuyor mu?…
“Neden 3 Mayıs?” sorumuza verilen cevap, “Özel bir nedeni yok, simge olsun diye beaa”! Diye verildi… 3 Mayıs neyin simgesi olabilir ki dediğinizde “Üj-bej’in (3-5) simgesidir” cevabını alırsınız.
Başlık, niye; “Özgürlüğün anavatanı Trakya’dır” ?
Haydi, biraz tarih turu yapalım; binlerce yıl öncesinden başlayalım ki sağlam temellere dayandıralım söylediklerimizi!
Spartaküsü bilemeyiniz yoktur sanırım! Köleliğe ilk baş kaldırış!..
Belki çağlar öncesinden başlayan diyalektiğin temel taşları Trakya’da atılmıştır!..
“Köleci toplum, toplumlar tarihinin ikinci, sınıflara bölünmüş toplumlar tarihinin ise ilk evresidir.
Tarihin ilk devrimci kalkışması da bu dönemde, yani köleci toplumda yaşanmıştır. Kölelik zincirlerini parçalayarak, tarih sahnesine çıkan kitlelerin önderi; Trakyalı Spartacus’tür”.Proletarya devrimi ile küçük burjuva devrimlerinin farkını okumak isterseniz. Evrensel gazetesinden takip etmenizi öneririm. https://www.evrensel.net/haber/24626/spartacus-ve-gunes-devleti
Trakya’nın devrimci ruhu nereden geliyor? Hani genetiğinde var desek yalan olmaz!…
Şeyh Bedrettin, Edirne yakınlarında; o zamanki ismi Simavna olan ve Simavna’lı Bedrettin, Simavna kadısının oğlu Bedrettin olarak tarihe geçecek olan şeyh Bedrettin’i de analım!
Osmanlıya baş kaldırışı ve “Yârin yanağından gayrı her şeyde” diyerek, kardeşliği savunduklarında, Osmanlı’da ilk komün hareketini başlatanlardı diyelim!.. Şeyh Bedrettin, öyle iki satırda anlatılamayacak kadar direnişlerle dolu bir yaşamı vardı! O zamanda dahi düzene karşı çıkıldığında “asiler öldürülmeliydi” yasası işliyordu!…
Resneli Niyazı Bey, 1873 yılında şimdi Makedonya sınırları içerisinde kalan Manastır yakınlarındaki Resne kasabasında doğmuştur.
1897 Türk-Yunan Savaşı’ndaki başarıları ile tanınmış bir askerdi. İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne katılarak cemiyetin ileri gelenleri arasına girdi. 3 Temmuz 1908 Cuma günü, emrindeki askerlerle Makedonya dağlarına çıkarak II. Meşrutiyet’in ilanına yol açan ayaklanmanın lideri oldu. Meşrutiyet’in ilanından sonra döndüğü Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak karşılandı.
Namık Kemal, Tekirdağ Bolayır doğumludur. Babası Osmanlı ordusunun başarılı bir komutanıdır. Tekirdağ Vali yardımcılığı esnasında Namık Kemal doğar! Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarına bağlı bir Tanzimat Devri aydınıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü eserleri ve fikirleriyle etkilemiş yazar, şair ve aydın bir fikir adamıdır. Ölümü: 1888 sakız adası.
Mustafa Kemal, devrimlerle dolu bir hayat! Dünya üzerinde ilk halk kurtuluş ordusunu kuran ve bu alanda dünyaya örnek olmuş bir devrimci. Devamlı devrimden yana olan ve bu ülkeyi ve cumhuriyeti kuran bir devrimci… Anlatmama imkân yok! Araştırın okuyun ve lütfen anlayın!..
Mihri Belli, buyurun size bir devrimci hemşerimiz! (Aralık 1915, Silivri, İstanbul doğumlu ve ölümü – 16 Ağustos 2011, İstanbul) Türk komünist siyasetçi ve yazar. Kurtuluş Savaşı yıllarında Trakya Müdafaasını yönetenlerden Urfalı Mahmut Hayrettin Bey’in oğludur” diye tanımlanır. 1940’larda TKP ile ilişkiye girdi. 1942 sonlarına doğru Parti Merkez Üyeliğine seçilir ve 1946’da yurt dışına çıkıp, Yunan iç savaşına gerilla olarak katılıp savaşır. Mihri Belli, 1960ların ikinci yarısına doğru ünlü Millî Demokratik Devrim (MDD) tezlerini geliştirdi. Daha sonraları Belli ve ekibi, kendilerine yakıştırılan MDD’ciler ismini reddetmiş ve kendilerini “proleter devrimciler” olarak tanımlamayı tercih etmişlerdir. Arkadaşlarıyla birlikte kitlesel bir nitelik kazanmaya başlayan gençlik hareketinin, Türkiye’de, 68 kuşağı gençlik hareketinin devrimci ve Marksist bir nitelik kazanmasında rol oynamıştır. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi liderleriyle ilişkiye geçti.
Nasuh Mitap, Oğuzhan Müftüoğlu ile birlikte THKP-C nin devamı niteliğinde olan DEV_YOL’un kurucularındandır. Kırklarelilidir bugüne kadar en çok taraftarı olan ve ülkede, halkın büyük bir kesimin desteğini alan bu yüzden de 1980 cundasının en çok idamla yargıladığı ve idam cezalarının onandığı devrimci örgüttür.
Gördünüz ya! Devrimcilerin anavatanı gibidir, güzel insanların bulunduğu coğrafyadır Trakya’m!.. Daha isimlerini sayıp dökmediğimiz, kısacası; unuttuğumuz, anımsayamadığım onlarca devrimciden özür diliyorum.
Yani Trakya’ya bakış açınızı biraz olsun değiştirmek istedim.
9/8’lik oynadığımıza bakmayın, “Spartacüs” ruhu geçmiştir bizim genlerimize! Müziğin evrim geçirdiği, emeğin devrim geçirdiği yerdir Trakya!
Ve… Bugün Dünya Özgür Basın Günüdür! Kutlu olsun, diyerek kutlayalım!
Az su koy bakayım!…