Ana SayfaLütfü ErtürkYılanı Öldürseler

Yılanı Öldürseler

Sizlere, ne türküsünden bahsedeceğim, ne Türkan Şoray’ın başrollerini oynadığı filminden, ne de Yaşar Kemal’in aynı adlı romanından!Geçenlerde, bir arkadaşımın İnternet sayfasında paylaştığı bir notundan yola çıkarak, “toplum ve insan” konusu üzerinde birkaç söz etmek istiyorum.

Arkadaşımızın sayfasında paylaştığı sözü aynen şöyle idi!

“Yılanı deliğinden çıkarmak için dil dökme. Deliği tıka. Yılan çıkmak için yalvarsın.”

Aslında, bu söz bir atasözümüzden esinlenerek söylenmiştir.

“tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır”

Evet, burada anlatılmak istenen ile arkadaşımızın anlatmak istediği çok farklı şeyler! İnsanın sorası geliyor! Nedir, bu yılandan istediğin senin? Ya da “bu yılanla nedir alıp veremediğin?”

Şimdi sorabilirsiniz, “Nedir, senin bu cümleyle alıp veremediğin?” Diye! Benim ne cümleyle ne de yazanla bir alıp veremediğim var!

Kafama takılan başka bir şey var! Arkadaşımızın sayfasında, bu cümleyi beğenip, yorum yapan arkadaşlarımız, yorumlarında; notu yazan arkadaşımızı yılana karşı bir kahraman ilan edip, sanki ilk defa böyle bir düşünce ile karşılaşmışlar gibi methiyeler düzenleyip, beğenilerini ifade etmişlerdir…

Hiç kimse sorgulamıyor, “ulan bu Yılan ne yaptı böyle? Nedir bu yılana duyulan öfke?” Diye! Biraz düşünelim. Ne demiş arkadaşımız? Yılana yalvarmaktansa… Niye, yılana yalvarma durumu hâsıl olmuş? Yılanın net tavrı karşısında mı alındı bu tavır? Yılanın elindeki değer ne? Niçin bir anda saldırganlaşıp, yılanı öldürme isteği ortaya çıkmış? Ya yılan haklıysa? Hiç kimse sorgulamamış, “Yaşa, bravo, harikasın sesleri ile de destekleniyor şahıs…”

Yılanın deliğini tıkamaktan bahsediyor. Gözden kaçırdığı ve mantık ötesi bir yönlendirme bu! Oysa yılanda bir tane delik olmaz! En az üç beş tane daha delik vardır. O yeraltının padişahıdır ya da şahmeranıdır… Yani deliği tıkamak, çözüm değil ama öfkenin ortaya çıkış biçimini yansıtmaktadır.

Yani, atasözümüzdeki bahsedilen, “tatlı sözlerin…” En kötü durumlarda bile işe yaradığını anlatmaya çalışırken, burada yılana karşı bir savaş açılarak, barışçıl yöntemlerden uzaklaşılmıştır.

Neden yazdım ya da üzerinde bu kadar durdum!

Toplumca bir infial içindeyiz. Bireylerin, isteklerini elde ederken kullandıkları ya da kullanacakları yöntemleri belirleyiş halleri; bireyin, toplumla iletişimini açıkça sergilemektedir. Görüldüğü gibi de kabul görmekte ve takdir edilmektedir.

Bir ülkenin yönetimine bağlı olarak, ekonomisi, hukuk yapısı ve eğitimi çökmüş ise yukarıda gördüğümüz kültürel yozlaşma da kaçınılmaz olacaktır. Her şeyi alkışlayarak kabullenen bir toplum olma yolunda hızla yol alacağız. Farkındalığımızı gösterebilmek için “ Sorgulayın” diyorum…

O küçük notu düşen arkadaşıma da bir önerim var! Yılan gördüğün de su içermiş gibi yap. “Su içerken yılan bile dokunmaz” derler. Su iç, su iç…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..