Kontenjan…

Kısacası, hayatımız boyunca; hep aradığımız ayrıcalık ve yararlanmadır.

Koskoca CHP’nin, koskoca Genel Başkanı ve yöneticileri, kalktılar Amerika’ya gittiler. Ne yaptıkları, ne ettikleri, orta da zaten! Asıl ben ne getirdiklerini merak eder dururdum! Sonunda ortaya çıktı! Kontenjanla döndüler…

Fermuar sistemi ile meclis üyelikleri temayül yoklaması, CHP’li belediyesi olan ilçelere heyecan getirdi Genel Merkez, kontenjanını sokmak üzere tekli rakamları tekeline almış oldu yani; 1,3,5,7,9,11 gibi tekli rakamları alarak, 2, 4, 6, 8 gibi çiftli rakamları da ilçeye bırakarak eğilim yoklamasına gidecekler… Beş yıl boyunca çalışmış, didinmiş, yememiş yedirmemiş, bir meclis üyesisiniz yaptıklarınız ortada ama hiç aklınıza gelmiyor ki temayül yoklaması ile meclis üyesi seçecekleri.

Oysa bir meclis üyesi arkadaşınız da durmadan partisine üye yapmış köylüsünü, kasabalısını kaydetmiş. Yani, şimdi ilçede kimin şansı var? Elbette ki üye yapanın… Ya da Genel merkez de torpili var! Elim ağzım diyene kadar Kontenjan birinci sıra… Onu da geçelim, uzaklardan bir ses geldi diyelim! Çatalca’dan, hadi diyelim biri de çorlu’dan olsun iki kişi için “kullandırın” kontenjanınızı diyerek ricası olur mu? Olur, tabi ki…

Henüz daha 3- 4 yıllık tazecik bir parti iken (1927) Cumhuriyetin ilk siyasi isyanlarıyla karşılaştı CHP! Tek partili dönem de millet derdini anlatamıyor, kurulan partiler bir yılını doldurmadan kapatılıyordu.

CHP’nin içinde imtiyazlar almış yürümüş, partinin tamamı Enişte damat, dayı amcazade partis haline gelmişti. 1935 seçimlerinde partide iyileştirme çalışmaları yine kontenjanlarla sağlanmış. Onbaşıdan, generale kadar delegelikten ve İlçe Başkanlığına kadar olan makamlar ulufe gibi dağıtılmıştı.

“Kontenjan” CHP’nin içerisinde bir gelenek haline gelecek 1941 de kendisini Milli şef ilan eden Sayın İnönü, adeta kontenjanlardan kurulu bir hükümet yarattı. 1946 yılında öyle bir kontenjan yarattılar ki; Ülkenin tamamını Amerika’ya bağlı hale getirdiler. Amerika ne istediyse uygulandı. Eh onlarda o kadar vurdumduymaz değillerdi canım…

Süt tozu ve peksimet kontenjanlarından bize ayırdılar! 15 yıl iktidar yüzü göremedi CHP… 27 Mayıs askeri darbesinden sonra 1961 Anayasasının en önemli maddelerinden biri olarak sahne aldı çift meclis sistemi! Nedir bu ve neden gerek görüldü? Yani milletvekilliğinin yanı sıra senato seçimleri de yapılacaktı.

CHP’nin artık tamamı kontenjan olmuştu; seçim falan hak getire idi… kontenjanları bir yerde toplamak için senatörlük sistemi getirildi… Adına Cumhuriyet senatosu dendi. Senato, üç çeşit üye barındıracaktı: 1 tabi senatörler, kendi içinde de ikiye ayrılıyordu. Birincisi Milli birlik komitesinin üyeleri, yani Askeri darbeyi yapan subayların hayat garantileri içindi.

İkincisi ise cumhurbaşkanları içindi. Üçüncü grup senato üyelerini ise halk seçerdi. Halkı tarafından seçilen ama halkına güvenmeyen bir meclisin, kontenjanlar tarafından yönetimi; bir demokrasi ayıbı olarak nitelendirilmiştir. 1980 Askeri darbesiyle kaldırılacaktır. CHP’nin hiç yabancılık çekmediği bu gelenek tekrar gündeme getirileceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Şimdi bu son kontenjanlar kimin için? CHP’liler için mi? TDH lılar için mi? İmam Hatipliler için mi? Kimin eli kuvvetlendiriliyor? Bu nasıl bir demokrasi işleyişi? Ben bir CHP’li meclis üyesi aday adayı olsam bir dakika durmam orada çünkü varlığım sadece bir sayıdan ibaret görünüyor. Tekli sayılardan mısın, çiftli sayılardan mısın? -Yok, aslen ben İspirliyim ama hoca efendi git deyince geldim… Bu memleket bu CHP’den ne çekti be…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..