Ana SayfaErdal SezginMAYA BOZUKSA !..

MAYA BOZUKSA !..

(Bu; günah çıkarma yazısı değildir!)

Dünyaya bakışımda benim tek ölçütüm var: Ahlak!

İş yaşamımda, özel yaşamımda, insanlarla kuracağım ilişkilerde… ”Ahlak”ı ilk sıraya alırım. Kişi işinin ehlidir, çalışkandır, başarılıdır…Ama o eksikse !..

Silivri’de CHP, yerel seçimi yitirdi. Bunun sorumlusu kim mi?.. DSP’den aday olan Selami Değirmenci ve kendisine oy verenler! Ne kolay bulundu   müsebbip (!).. Değil mi?

Niye öteki suçluları görmüyorsunuz? Başta Bay Kemal’i …   Merkez Yürütmenin üstünü çizdiği, Parti Meclisinin iki kez onay vermediği kumarbazı dayatan Genel Başkan sütten çıkmış ak kaşık mı?

” CHP”nin kazanması, kaybetmesi hiç umurumda değil’‘ demiş bir kişi var karşınızda.  (Şu anda umurunda olmalı, feryadı figan eyliyor avanesiyle !)Bu sözü de nerede söylemiş  biliyor musunuz?  Fetöcülere 49 yıllığına arsa kiralamak için yaptığı toplantıda?.. Ses kayıtları elimizde!.. Bay Kemal’e dinletmişlerdir mutlaka!

Bu ısrarı nedendi genel başkanın? Bir kalenin yıkılması herhalde O’nun da umurunda değilmiş.

Bizi eleştirirken, terbiye sınırlarını zorlayıp, kına yakın, diyen siz tatlı su solcuları; ne diyorsunuz bu işe? İçinizde   meslektaşım olan siz dostlarıma da bir sorum var: Toplumsal savaşım vermek için emekli olmayı bekleyerek biraz acele etmediniz mi (?) Ne yaptınız ki CHP için?  ”Kimimiz öldük… Kimimiz nutuk söyledik.” dizelerinizi mırıldandığınızı duyar gibiyim(!) Şu şarkı çok hoşuma gider benim: ”Daha önceleri nerelerdeydiniz?”

Bakınız Kırklareli’nde, Başkan Kesimoğlu’na gönderme yapan Genel Başkanınız ne   diyordu: ‘’ Başkan, ayda bir , bir esnaf kahvesine gitmeli, bir kasaba uğramalı, bir bakkala uğramalı, en azından yoldan geçerken nasılsın,  iyi  misin diyebilmeli, bir sivil toplum örgütüne uğramalı, kapılarını onlara açmalı, onların dertleri olduğu zaman oturup  konuşmalı, bir şeyler yapmalı yani. Dolayısıyla belediye başkanı biraz halk adamı olmalı, belediye başkanı, belediye başkanlığı sürecinin büyük kısmını Bulgaristan’da geçirmemeli! Türkiye’de olmalı, burada olmalı, burada yaşamalı…”

Bay Kemal’in Silivri adayı bu önerilerin hangisini yapmıştı, gören duyan var mı?.. Kırklareli Başkanı Kesimoğlu da bizimki gibi başkanlık sürecinin büyük kısmını Bulgaristan’da geçiriyormuş ama bakkala uğramış, bir kasaba uğramış, halk adayı olmuş ki partisi aday göstermeyince bağımsız olmayı yeğlemiş ve seçimi çatır çatır almış!  Demek ki Fetö’ye bulaşmamış, belediyesinin arazilerini yarı fiyatına satıp mahkemelik olmamış, halkı da O’nun kumarbazlığını görmezden gelip yeniden başkan seçmiş! Bay Kemal’e rağmen!

Biz de Silivri’de bir hiçbir şaibesi olmayan birini seçelim dedik, olmadı. Toplandık bir salonda, 1 100 kişi, üç dönem başkanlığımızı yapmış Selami Değirmenci’ye düş önümüze dedik!  O da kabul etti. Kendisi bir partinin çatısı altında olmak zorundaydı, DSP de kucak açınca, oraya gitti. Biz ise ilçemizde kendisini, Büyükşehir’de ise İmamoğlu’nu destekleme kararı aldık. (Bir partiye kaydolmadan . ) Halkımız tercihini başka yönlü yaptı, Başkanlığı bir milliyetçiye kaptırdık!  Dileriz düzgün biridir. İçkisi, kumarı yoktur. Kapalı kapılar ardında dümenler çevirmeyecek ahlaklı biridir.

Sahi yahu, siz bizi suçluyorsunuz ama Millet İttifakında milliyetçilerle bir araya gelen partiniz değil mi? Müttefikinizin milliyetçileri iyi de MHP’ninkiler mi kötü(?) Bakın Genel Başkanınız, yakın zamanda bir grup toplantısında ne dedi. Yeni daha!..” Ülkücü kardeşlerime tek bir sözüm yok. Onların, başımın üzerinde yeri var!..”

Siz önce aşırı ulusçulukla (şovenizmle) uzlaşmak isteyen liderinizle hesaplaşın! Kazanmalarına sevindiğim, Mansur Yavaş, ” ülkücü kökenliyim ” demiyor mu?  Ekrem İmamoğlu’nun eski bir ülkücü olduğunu bilmeyen mi var ?..

Zaten Silivri’de alınan sonuç; CHP’nin kazanıp kazanmaması umurunda olmayan adayı gibi Genel Başkanın da umurunda değildir. Yoksa CHP’nin kalesi olan şehrimizde, irademizi hiçe sayıp istemediğimiz birini dayatarak kumar (!) oynar mıydı?..

Perşembe’nin gelişi çarşambadan belliydi. Beş tane daha aday adayımız vardı. Herhangi biri aday gösterilseydi işi bitirmiştik.

Cumhurbaşkanlığı seçimi gecesi ortadan kaybolan dünüşü de bu işe duhul eyledi ama nafile! Genel Başkanına baskı yaparak aday yaptırdığı dünürünü seçtiremedi! Kendisini dinleyemedim ama Durum Gazetesi’nde (Erhan Kızılyar) okudum. Otobüsün tepesinden şöyle seslenmiş hemşerilerime: ”Silivri’de maya tutmuş!..”

Tutmamış Sayın İnce, tutmamış!   Tutması için mayanın bozuk olmaması gerekiyor (!)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..