Ne diyordu şiirinde büyük ozan? Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul…
Son, 15 yıl öncesine kadar azizleri barındırdığımızı ve de bu kadar aziz bir ilçe olduğumuzu biz de bilmiyorduk.
Piri Mehmet Paşa’nın “ dışarıdan gelen onsun, içindeki donsun” kehaneti ile bunca yıl yaşadıktan sonra Hristiyanların azizi, Aziz Nektarius tarafından kutsanmak, umarım Piri Paşanın kehanetinin üzerimizdeki kötü enerjisini silecek gibi duruyor.
8 Kasım neye tekabül ediyor? Araştırmadım ama sanırım bundan sonra iyi şeylere tekabül etmiş olacak!
Nektarius’u ortaya çıkarmak, sanırım Belediye Başkanımız Özcan Işıklar’ın fikri değildi ama onu işlemek ve geleceğe taşımak için verdiği mücadele onun ve ekibinin çalışmalarıdır.
Daha düne kadar CHP’liler Nektarius’un evinin önünde gösteri yapmışlar, memleket ve din elden gidiyor naraları atmışlardı. Mesele ön yargıyı yıkabilmektir. Hele ki bu hemen yanı başınızda ise bunu yapabilmek demek, kendi içindeki evrimi gerçekleştirmektir.
Kehaneti nasıl silebilir?
Belediye Başkanımızın yakın arkadaşı olan Stelyo ile tesadüfi bir tanışmamız oldu. Çalıştığım mekâna gelen Stelyo ve beraberindekiler yedikleri balık ve mezelerimize iltifatlar yağdırırken, stelyo’nun; “bu sene 1200 kişi gelebildik. Önümüzdeki yıl 4000 bin kişi olarak gelmeyi düşünüyoruz.” Sözleri birkaç yıl içinde Silivri’yi ne kadar önemli bir turizm merkezi haline dönüştüreceğini gösteriyordu. Ziyaretçilerin sayısı belki de on binlerle ifade edilecektir. Efes Meryem Ana, Mersin Narlı Kuyu, Hatay St. Pierre kilisesi. Manisa Akhisar’da Kutsal kilise ve Kapadokya Hristiyanlar için kutsal sayılan yerlerden bir kaçıdır ve binlerce ziyaretçileri vardır. Nektarius, yakın bir zamanda sadece Yunanlıların değil tüm Hristiyanlığın kutsal merkezi haline geleceğini düşünüyorum. Yeter ki doğru adımlar atılsın. Turist demek ekonomi demektir. O zaman İçerideki de, dışarıdaki de onar, yani kazanır. Kimse donmaz.
Paranın yüzü sıcaktır derler ya…
Yunanlılar nasıl bakıyor olaya?
Bir adımda hac! Ucuz tarafından, günlük yapılabilen bir turla. Akşam yemeği Silivri de, gecesi evinde uyuyabilirsin. Tek dertleri kazıklanmak… Bu konuda Edirne esnafından memnunlar. İleri ki aylarda konaklamalı gelebileceklerini ifade ediyorlar. Bay Stelyo’nun çevirmenliğine ve alakasına teşekkür ederim.
Silivrili nasıl bakıyor olaya?
Silivri de iki görüş hâkim. “Turizmden yana olanlar” ve hala “din elden gidiyor.” Lafına inananlar. Ama asıl bir görüş var ki gün yüzüne çıkarmaya bile korkuyorlar. Duyulması bile korkularını yansıtıyor. Gelenlerin içinde Silivri’den gidenlerin yakınları var ise ve bunlar dedelerinden kalma yerleri almak isterlerse ne yaparız korkusu.
Dilerim karşılıklı korkular bir gün ortadan kalkar ve bu insanlar birbirlerini anlayarak birbirlerine sarılırlar. İşte o zaman kardeş şehirler olur. Kardeşlik olur, iki toplum arasında…
İşte bahsettiğimiz bu kardeşlik, İskeçe de fatihan edasıyla kıldığın Cuma namazının karşılığı Pan Helenizm’in, Ortodoks ayini olmayacağını anladığın gün başlayacaktır…