Ana SayfaLütfü ErtürkIssızlaştırma

Issızlaştırma

Yazımıza Carlos Fuentes’in “Her devrim kendi faşizmini yaratır” sözüyle başlamak istedim.İşte bu faşizm olgusu, oligarşinin ıssızlaştırma politikasını da beraberinde getirir. Hiç fark ettirmeden piramidin tepesine yerleşir ve oradan tabana yavaş yavaş inecektir.

İnsanın ideolojiyle bağı koptuğunda (İpi kopmuş) hayvana benzeyecektir. Sağa sola saldırır, hayatını organize edemez hale gelir.

Niçin bunları söyledim?

Geçtiğimiz hafta Silivri CHP İlçe Teşkilatı yeni yönetimi belirleme amacıyla kongreye gitti.

Alışagelmiş CHP kongreleri bu güne kadar 2-3 bin kişinin iştiraki ile yapılır ve Bırakın CHP’yi bütün bir Silivri bu heyecanı yaşardı.

Sanırım 385 delegenin sadece 223 tanesi oy kullanmış ve bir o kadar takipçisi ile de İlçe yönetimi seçimleri yapılmıştır. Yani Silivri de Anadolu’nun herhangi vilayetinin dernek yönetim seçimlerinde bile bundan fazla taraftar toplaması kuvvetle muhtemeldir.

Neler oluyor?

Seçimleri örgütlü bir şekilde protesto mu ettiler! Yoksa bu ilgisizlik kendiliğinden mi oluştu?

Hadi diyelim birileri kalktı seçimleri kendi adına domine etti. İyi de 3800 üyesi olan partinin 300 üyesi bile yoktu orada. O zaman, niçin adaylığını ya da adayını seçime sokmadılar. Silivri halkı niçin bu kadar ilgisiz kaldı?

Yazımızın başına dönelim!

CHP ıssızlaştırılmıştır. Coşkusu elinden alınmıştır. CHP’ye mahsus olan sorgulayıcı particilik sistemi yok edilmiştir. CHP üyesi ezgin particilik yapmak istememektedir. Halk da üyeler de diktaya karşı çıktı.

Aslında bu olay, sinyallerini çarşı toplantılarında, panellerde ve son seçimlerde vermeye başlamıştı.

Şöyle sorabilirsiniz?

İyi de seçimlerde Silivri’de CHP hep önde gidiyor. İktidar partisi Silivri de iktidar olamıyor, diyebilirsiniz. Size, bunun nedenlerini sıralar hatta ideolojik tarifini bile yapabilirim.

Ünlü Filozof John Donne şöyle diyor: Devrimci girişimler, mukaddes öfkelerin sonucudur. Bu öfke yergicilerin, sanat adamlarının ve filozofların reformist çıkışlarında dinamik rol oynar. Tekniğin, üslubun ve önyargının kurmuş olduğu meşruiyeti ve yasallığı yıkar ve yeniden yeniliği tesis eder.

Böyle demiş ünlü filozof genelleme yaparak!

Peki, bu tarif Silivri’yi bağlıyor mu? Ya da bu anlatımın içinde Silivri CHP kendine yer bulabilir mi? Rol kapabilir mi?

Kendi içinde 300 kişi toplayamayan, halkını hiçbir şekilde yanında göremeyen, halkını inandıramayan,  ilçe başkanlığı için, içinden ikinci bir aday bile çıkaramayan bir parti konumunda olan CHP seçimleri nasıl kazanıyor sizce?

CHP’ye senkroze edilmiş bir parti, seçimlerde dikte edilen yaşam kalitesi, Avrupa turları, fan kulüp haline dönüştürülmüş sivil toplum örgütleri, başarılı bir şekilde desise edilmiş seçim sistemi.

Şimdi sorayım sizlere! Nasıl benziyor mu ünlü filozof John Donne’nin tarifine Silivri’nin seçim politikaları. Evet, bizimkiler de mukaddes öfkelerini İskeçe’de Cuma namazı kılarak sonuçlandırıyorlar.

Issızlaştırma politikası, dikta yönetimlerinin kaçınılmaz sonucudur. Rahat bir oligarşiyi getirebilir ama zamanla bu ıssızlaşma insanda korku yaratmaya da başlar. Korkunun da ecele faydası hiç görülmemiştir bu güne kadar.

İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..

İlgili Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..