Ana SayfaLütfü Ertürkİmamın Kayığı

İmamın Kayığı

Sevgili, Yılmaz Kandemir’e…Güzel yazmışsın!

Özcan Işıklar, Silivri’nin İkinci imamıdır diye! Cemaatin Silivri’deki büyük ağabeyidir demişsin… İyi demişsin. Bütün ben bunları 2011 den beri yazdım, yazmaya da devam ediyorum. Pekâlâ, siz o zaman fark etmiş miydiniz, beyefendinin imam olduklarını?

Duyamadım, Yılmaz Bey! Bir şey diyemediniz sanırım…

Beni, o yıllarda siz nasıl duyamadı iseniz? Sizi de şimdi insanlar duyamayacaklardır değerli dostum.

Niye böyle konuşuyorum? Diye merak etmişindir!

İmamın kayığındayken bu feryatları koparsaydın! Daha çok ses getirirdin… O dümen de duruyorsa sen motorlardaydın! Uyarsaydın, yanlış yere dümen kırıyorsun diye! O duymasa bile biz duyardık.

Sen kayıktan karaya ayak bastıktan, kendini sağlama aldıktan sonra bağrışıyorsun! Silivri’nin İkinci imamıdır diye…

Sayın Kandemir, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. İmam mıdır, Hafız mıdır, mevlithan mıdır? Her ne ise! Görülüyor ki; Kayığına iyi dümen tutamıyor. Kayık fazla yalpalıyor su alıyor fazla gitmez batar bu gemi…

Bu son birkaç akşamdır, televizyonu dinlerken bir şey fark ettim.  Cezaevleri boşaltılırken, emekli, Genel Kurmay Başkanı, İlker Başbuğ, Gazeteci Tuncay Özkan ve diğerlerini almaya giden o kadar çok insan var ki Şaşırdım! Bu insanların suçsuz yere tutuklandıklarını bu halk bilmiyor muydu? Suçlanırlarken herkes suspus olmuştu! Beraat kararları ile birlikte herkes bağırıyordu “yaşasın adalet… Kahrolsun faşizm”

Senin durumunda biraz buna benziyor sanıyorum… Şimdi bağırıyorsun; “Silivri’nin İmamı” diye.  Önemli olan, imam olurken bağırmaktı.

Üzülme, senin parti değiştirmen tamamen kişisel bir tercihtir… Bizler senin duruşunu başka alanda değerlendirmeliyiz. Devletin ve milletin malını gözeten bir ağabeyimiz olarak görmekteyiz. Bu konuda bir şeyler söyleyeceksen dinleriz. Yoksa ben 2008 den beri boşuna mı bağırıyordum! “Üzerlerinize basarak yükselecektir diye…”  Unutma ki; Hitlerde alman ordusunda bir onbaşı iken Almanya’nın başına geçmişti.

İktidar hırsı insanın benliğini bile yok eder. İnsan, kendi hırslarının kölesi durumuna düşer. Bu yolda elde ettiği İmparatorluktan düşmekse çok daha ağır olur. Bedeli ağır ödenir…

Kalemimiz, bu güne kadar hiç teklemedi. Hep yazdı, bir yazının mürekkebi kurumadan diğeri başladı…

Bak ki; şimdi Belediye Başkanımız 30 Mart sabahı seçimleri kazanamasın… On binler nasıl konuşuyor, nasıl coşuyor o zaman.  Kendisinin de bunu çok iyi bildiğini sanıyorum…

Sayın Işıklar’ın imam olması ya da papaz olması benim için hiçbir şey ifade etmiyor! İktidarı için Trilyonları su gibi harcayan bu insanın; kabul görmesi incitiyor beni…  Başka bir diyeceğin varsa bir deyiver hele! Biz seni dinleriz.

İmam zevk-ü sefadan baygınlık geçiriyor! 800 TL maaşlı insanlar da; imama üzüntülerinden ölecekler! Kazanamayacak diye…

Sen ne diyorsun?

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Son Fasıl

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Son Fasıl

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..