Bir Bardak Su!

Bir bardak su yetti,  senin canına! Karun kadar malın olsa ne fayda!…Hani, bir söz vardır ki bilirsin ya sen de!

“Bir bardak suda boğdu” derler ya! İşte, tam da öyle oldu dün akşam… Değil yemek ,deve kessen ne fayda!…

Dün akşam, DSP Belediye Başkan adayımız Selami Değirmenci ‘nin meclis üyeleri tanıtım toplantısındaydık…

İnsanlar geliyordu, hiçbir şeyi takmazsızın, insanlar yürüyordu sağına soluna bakmazsızın! Ne organizasyon arıyorlardı; ne resmiyet ,ne de cismiyet!…

Önce halkın ayak sesleri duyuldu sonra dağ gibi patlayan haykırışları…

Ağlayan mı istersin, birbirine sarılan mı!

Boynuma sarılmaya çalışan yaşlı annemiz ağlıyordu…  Elinde Türk  bayrağı, bas bas bağırıyordu “Yaşasın Cumhuriyet”

İşte, Lider olmanın, halkın lideri olmanın ağırlığı da  burada değil mi? Yaşlısı, genci birbirini tanımaksızın birbirine sarılıyordu!

Hiç birimiz, Selami Başkanı dinleyemedik, adeta ortalık slogandan çınlıyordu!

İşte insanımızın kalbini fethetden o iki kelime;  yetti de arttı!

“Biz, size ancak bir bardak su ikram edebiliyoruz!”  İşte, o bir bardak su;  o salonda, koca bir çağlayan oldu,oldu  da çağıl çağıl aktı geçti. Her türlü zulmü yıktı geçti, gönüllerdeki yarayı yıkadı geçti… Bir de selam saldık Ankara’ya…

“Yürüyelim” dese, peşine düşüp,yürüyeceğiz … N.Hikmet’in, Kuvvaiye Destanındaki  sarışın kurdun Afyon ovasına yürümesi  misali!

Resmi kayıtlarda 2400 kişi yazıyordu!

Herkes, çığlık çığlğa zafer şarkıları söylüyordu! Bir kurtuluş kutlanıyordu adeta! Bir insan bir savaşı düşünmeyip,  bir kurtuluşu kutlamaya başladıysa eğer!  O savaş, baştan kazanılmıştır…

Silivri’nin üzerindeki  ölü toprağı kalkıyor!

Bir bardak suyu, bir üzüm tanesini 40’a bölüştürür misali 2400 kişiye bölüştürüp, mest etti!

Yani, işte böyle be cancağızım!

Bir bardak suda boğulur mu bütün umutlar?  Bir bardak su için savrulur mu şimdi  banknotlar…

Bak, kimseyi övmeden, kimseye payelendirmeden sadece halkımızı yazdım! Liderini yeni baştan yaratan meydanalara salan halkımızdan bahsettim!…

Ucundan da olsa bilirsin sen de unutmadıysan tabi ki! Öyle şiir okumaya benzemiyor,  devrim meşaleleri böyle yakılır! İnanmış ve  hiddetlenmiş halk böyle yürür meydanlara…

Bu daha başlangıçtı…

Gündoğdu hep uyandık, meydanlara dayandık!…

Kısacası bu işte!

Söyleyen dillerin söylemez olur / Bülbül gibi dilin olsa ne fayda / SEN söylersin söz içinde sözün var, /  heycan, sözün var / çalarsın çırparsın oğlun kızın var / Şu dünyada üç beş var arşın bezin var

Tüm bedesten senin olsa ne fayda, olsa ne fayda / Dünya benim değil zapta geçirse / Karun kadar malın olsa ne fayda,

Ne edersin,  onun da bir bardak suyu var işte!

İçilir!

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

İlgili Yazılar

Empati ve Sempati

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..