Ana SayfaLütfü ErtürkAyasofya Samimiyetsizliği

Ayasofya Samimiyetsizliği

“Kim bu samimiyetsizler” derseniz, yakın tarihimizde geriye doğru 70 yıl öncesine seyahat edelim derim! Hepsi çıkacak karşımıza…Son günlerin koparılan fırtınası! Ayasofya…

Hristiyan dünyasının mucizeleri ile ün salmış kilisesi.

Cami olduktan sonra bile isim değişikliğine gidilmeyen Ayasofya ne demekmiş önce ona bir bakalım:

Ayasofya, eski Yunancada “Kutsal bilgelik” anlamındadır! Herhangi bir insanın adı değildir.

Popüler bir inanışa göre, Ayasofya’nın mucizevî güçleri yapıyı, yüzyıllar boyunca doğal afetlerden ve istilalardan korumuştur.

İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet Han tarafından kılıç hakkı olarak camiye dönüştürülerek vakfiye yeminiyle bir akde bağlanmıştır.

Osmanlı’da bütün vakfiyelerde bir başlangıç duasıyla vakfa ait mallar garantiye alınır ve bu yemini kimse bozamazdı.

Vakfı amacı doğrultusunda kullananlara ‘Allah’ın, meleklerin rahmeti, bereketi üzerine olsun’ der. Ve sonunda da ‘Kim bu vakfın şartlarını değiştirirse veya değiştirmeye meylederse meleklerin laneti üzerine olsun. Kabir azabı dinmesin’ diye bitiyor.”

Küçük bir tanıtımla girizgâhımızı yaptık bizim sorumuz neydi?

Ayasofya’nın ibadete açılması isteniyor mu?

Ayasofya’nın ibadete açılması konusunun dindar çevreler tarafından basında gündeme getirilmesi, 1950’li başlarında hemen seçimlerin kazanılması ertesinde başlar. Demokrat Parti, yeni ve sağ görüşlü bir partidir. Kuvvetli bir şekilde iktidarı ele geçirmiştir!  Köklü değişimlerini öncelikli olarak din üzerinden yapmaya başlar! Ezan eskisi gibi Arapça okunacaktır, İmam Hatip Okullarının açılışları hızlandırılacaktır falan derken aradan bir iki ses yükselir;

 Ayasofya ibadete açılsın!

Kimler öncülük eder?

“1950’li yıllarda ilk defa Bediüzzaman tarafından gündeme getirildi.

O niye gündeme getirmişti onu anlamış değilim!..

Sonra Necip Fazıl, ‘Gençlere’ diyerek, yazdığı Ayasofya adlı hitabesiyle birilerine göndermede bulunmuş ve bunun karşılığını da görmüştür.

1950’lerden 1960’a gelindiğinde “Ayasofya ibadete açılsın” sözü havada kalmıştır.

1965’lerde MTTB aracılığı ile (Mitinglerde, gösterilerde veya toplantılarda ‘Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın’ gibi tezahüratlar yaparlardı). Bazı cemaatler yarayı tekrar kaşıyordu ama yara sadece kanadığınla kalacaktı!

1970’lerde Milli Selamet Partisiyle birlikte Ayasofya ibadete açılsın nakaratları yeniden gündeme gelecekti.

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın Milli Selamet Partisi’nin İstanbul mitingleri de Ayasofya simgeleri veya benzeri simgelerle süslenir onunla özdeşleştirilirdi. 29 Mayıslarda (İstanbul’un fethi) böyle mitingler düzenlenir, gösteriler yapılırdı. Bazen, bazı gruplar Ayasofya’ya girer ve gurup halinde namaz kılarlardı. Çeşitli zamanlarda bu olaylar siyasilerin de gündeminde oldu.

1987’den sonra ANAP döneminde, Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz’ın çekiştiği ve Mesut Yılmaz’ın seçildiği kongrede de Yıldırım Akbulut seçilirse Ayasofya’yı ibadete açacak şeklinde söylemler oldu. Bunun ötesine geçilmedi.”

1994 yılına geldiğimizde Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye başkanıdır. Parti lideri Necmettin Erbakan, seçim öncesinde 27 Mart tarihinde kripto sözcüğü ağzından çıkarır, “28 Mart 1994 sabahında Ayasofya’nın önünde buluşalım dediğinde ortalık yıkılır, “Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın!..”   Milli Selamet Partisi mitinginde yer yerinden oynar fakat o gün Recep Tayyip Erdoğan orada Ayasofya’nın önünde olmayacaktır. Gelmemiştir!…

Evet, Ayasofya’yı mucizevi güçler mi kurtarıyordu!

Yoksa Necip Fazıl’ın Ayasofya hitabesinde dediği; “Yalnız manayı anlasak, yalnız onu yerine getirebilsek, Ayasofya’nın kapıları sabır taşı gibi çatlar, kendi kendisine açılır. İsterse açılmasın; ondan sonra her şey, küçük bir tatbikat işinden ibaret kalır.

Benim sorguladığım da bu zaten! Bu küçük tatbikat işindeki samimiyetsizlik!

Bugün Ayasofya’yı ibadete açan liderin Tüm Müslümanların padişahı olacağı söylentilerini yayan Siyasal İslamcı kesim acaba Cumhurbaşkanından çok, damadın ekonomik başarısızlığını mı örtmek istiyorlar! Çünkü Siyasal İslam damadın tutmayan ekonomisiyle birlikte çökmektedir!..

Kışa doğru kapanır bu söylemler!

20 yıldır iktidarda olan ve en kuvvetli zamanlarında bile söz konusu edilmeyen Ayasofya,  iki aydır gündemde. Hem de çok samimiyetsiz bir şekilde! Harcadıkları 20 yıllık iktidarlarına, muhalefeteymiş gibi saldırarak! Madem açmak istiyordunuz 20 yıldır neredeydiniz! O yüzden bana göre değil ama kendi kendilerine çok samimiyetsizler!

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
- Advertisment -

Son Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..

İlgili Yazılar

İfade Özgürlüğü

İşin Aslı

Hezeyan ya da Sanrı

Niyetli Bir Yazı

Vizyon Meselesi

Manipüle Etmek

Neyin Tecrübesi?..

Seçmen Ne istiyor?..